10 Aralık 2010 Cuma

Berlin'de hayat

Bir taraftan sanki dün gelmişiz gibi, bir taraftan sanki yıllardır buradaymışız gibi geliyor bana.. Geldiğimizden beri 4 aydan fazla olmuş.

Bu sürenin yarısından çoğu hastanede yatarak geçti. Diğer zamanlarda, hayati tehlikesi olan hastalıklı çocukların ailelelerinin kalması için, tamamen yardım amaçlı kurulmuş olan Ronald McDonald Haus'da kalıyoruz. Burada; ailelerin kalacağı irili ufaklı odalar, ortak mutfak , ortak tv odaları, çocuk oyun odası gibi imkanlar var.

Geçtiğimiz salı odamızı taşıdık. Bu bizim üçüncü odamız. İlkinde sadece küçük bir oda ve banyo vardı, 3 hafta kadar orada sıkış tepiş kaldıktan sonra, yer boşalınca +1 odası olan daha irice br daireye geçtik.. 3 aydır da oradaydık. Ve sonunda , nakil zamanımız da yaklaşınca bize mutfaklı oda vermeye karar verdiler. Ama taşınmak cidden zor oldu.. İnanamadım, sadece 3 valizle gelip, 4 ayda bu kadar eşyayı nasıl biriktirdik ???

Alp'in nasıl olduğunu, neler yaptığını soranlar için:  Son aldığı kemoterapilerden dolayı kan değerleri çok düşük. (3 haftadır Lökositler: 0.1 lerde, trombosit :20000, hemoglobin: 7 lerde..Muhtemelen yarın kan ve trombosit alması gerekecek. ) Şu an (Allah korusun) ateş çıkmazsa yatırmıyorlar, haftada 3 gün kan değerlerinin kontrolü ve antibiyotik almak için hastaneye gidiyoruz. Ama hastane günümüz olmayan günlerde de evden çıkamıyoruz. Değerleri düşük olduğu için kapalı, kalabalık yerler yasak.. Dışarıda ise; -10'larda soğuk ve sürekli kar var..:(   Evde dvd, playstation vs ile  oyalamaya çalışıyoruz. Allahtan sağolsunlar İstanbul'dan ziyaretçilerimiz eksik olmuyor. Onların gelişi ile keyifleniyor(uz).

Bu arada blog yazmayı hiç beceremediğimi de farkediyorum. Aslında Alp'in ilk hastalığından beri çok öneren olmuştu bana.. Hem eşi dostu bilgilendirmek , hem de biraz olsun deşarj olmak için.. Ama ben nedense karşıydım, yazmam.. bana göre değil diyordum.. Şimdi kampanya nedeniyle bir nevi zorunluluk oldu.. Kısmet ! Hiçbirşey için büyük konuşmamak lazım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder